Mehmet Emin Altunses
Takım Elbiseli Amcalar
04 Mayıs 2022 21:12
90’lı yılların nesli, bugünün gençleri her geçen gün elbette büyüyor. Ama onlar büyüdükçe
kulaklarında yükselen ses, artan kaos ve devleşen öfke de büyüyor. Bu süreçte sokakta taşlardan kale kurup maç yapan ve ip atlayan nesli, öfke püsküren takım elbiseli amcalar gelecek kaygısına sürüklemiş ve bununla birlikte paranın değerini had safhaya çıkararak, adeta çıkmaz bir sokağa sürüklemiştir, sürüklemeye de devam etmektedir. İşte bu takım elbiseli amcalar sayesinde hiçbir şeyden habersiz büyüyen o çocuklar; bugün ip atladıkları sokaklarda taciz korkusuyla, çift kale maç yaptıkları sokaklarda ise artan kaosun yarattığı güvensizlik ile yaşıyorlar. Bahsettiklerim henüz hayatta kalanlar ya da kalmaya çalışanlar…
Bu nesil, bu düzende öldü…
Yüzlerce genç kurban gitti bu düzene ve binlerce gencin de işçi babasını yitirmesinin acı kaybıyla karardı dünyası. Hatta çocukluktan bu yana kulaklarında büyüyen öfkeli ses tonu, babalarının ölümünün ardından tekrar ortaya çıktı ve bu sefer de o ses “kader” dedi.
Kız çocukları var bir de… Büyüdüklerinde tatlı yürek çarpıntıları yaşayacak, aşık olacak ve hayaller kuracak kız çocukları… İşte onların binlercesi bu dönemde evlendirildiler.
Sokakta özgürce koşan, yan binada oturup toplarını kesen amcanın camına sapan atan erkek
çocukları da Anadolu’nun göbeğinde sözde eğitim vakıflarında tacize uğradılar.
Bir de bunları yaşamayan gençler var. Takım elbiseli amcanın gözünü üzerinden ayırmadığı, “a” dese yakasına yapışacakları gençler…
Yapışmadılar mı yakalarına? Atmadılar mı dar mahpuslara? Attılar. Bende onlardan sadece bir
tanesiyim. 16 yaşımda, okul sırasından dar mahpuslara atılanlardan bir tanesi.
Bu amcalar; hani şu ”okulda seni abisine şikayet eden çocuk” gibiler. Her seferinde savcılara seslenip “Bu bana hakaret etti.” diye bağırırlar da bağırırlar. Hissedebildin değil mi o ses tonunu? Hissettiysen, yazarken benim ettiğim gibi sen de bir tebessüm etmişsindir herhalde. Aslında gerçekten gülünçler. Ama ne yaparsın; maalesef bu amcalar senin kazanıp girdiğin okulda, bitirdikten sonra yapacağın işte, oturduğun kafede, yürüdüğün yollarda, (yol çok önemli bu arada, onun sayesinde iktidar falan oluyorsunuz) oturduğun parkta, hatta yattığın yatakta bile sana müdahale ediyorlar. Dergide de söylediğimiz gibi arayış sonu gelmez bir süreçtir ama biz gençlerin en büyük arayışı özgürlüktür. Takım elbiseli amcaların ülkeyi yönetmek yerine kendilerini çoban bizi de güdülecek hayvan olarak görmelerinden ötürü kısıtladığı veya elimizden aldığı ne varsa onlara kavuşmaktır. Geri almaktır. Bizim bir parka dahi girmemizi istemeyen o amcaların zihniyetlerini def etmek en başlı gayemiz olmalıdır. Bunun için de en temel kural birlikte hareket etmektir. Klasik siyasi mesajlar içeren bir yazı oldu biraz ama öyle düşünmeyin. Ben sadece siyaset gençlere neler kaybettiriyor, ne acılar yaşatıyor ve ne sevinçler alıyor ellerinden onları hatırlatmak istedim.
Yunus Emre’nin sözüne konunun gereğince küçük bir eklemek yaparak bitirmek gerekirse;
“Bir olursak çok oluruz, bölüşürsek tok oluruz bölünürsek yok oluruz.”
Arayış Dergisi, 2017 | Haziran