Bizimle iletişime geçin

Siyaset

ÖZEL RÖPORTAJ | Gürsel Tekin: Adayım

13 Ağustos 2023 12:03

CHP İstanbul eski Milletvekili Gürsel Tekin, Arayış Haber editörlerinin sorularını yanıtladı. CHP içerisindeki değişim tartışmalarına, yerel seçim sürecine ve ekonomik çöküşe değinen Tekin “CHP’nin İstanbul’da sadece 4 ilçe belediyesi varken, benim İstanbul il başkanlığım döneminde 14 belediyeye çıkmıştır ve ondan sonra bir daha ilçe belediyesi sayısında ne yazık ki o sayıya bir daha ulaşamadık.” dedi.

  • Gürsel Bey merhaba; ekonomik çöküş ve yolsuzluklar üzerine sayısız açıklamanız var, o konuya geleceğiz ama 29 Mayıs sabahından bu yana Türkiye’de en çok tartışılan konu “CHP’de değişim” oluyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise “değişim değil, yenilenmeye ihtiyaç var” diyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Değişim tartışmalarının sonu nereye gidecektir?

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, bugüne kadar hiç eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik çöküş var ve ne yazık ki milletimizin içinde bulunduğu bu ekonomik sefaleti konuşmak, çözüm üretmek yerine, her geçen gün değer kaybeden paramızı konuşmak yerine, hızla artan enflasyonu konuşmak yerine, 2 yıl önce 1 liraya satılan tavuk kemiğinin bile bugün 17 liradan satıldığı gerçeğini yansıtmak yerine, düzensizce yurdumuza akın akın gelen sığınmacı sorunu ve bunun bugün ve yarın olumsuz etkilerini konuşmak ve önlemler almak yarine, adeta bir siyasi mühendislik çalışması yapılarak bütün dikkatler CHP’de ki değişim meselesine yönlendiriliyor. Bunun tek bir adı var ‘’ ipte cambaz var’’

Değişim konusuna gelince, elbette değişim, hayat değişiyor!

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüz yıllık sürecine baktığınızda, değişimle ayakta kalabilmiş bir siyasi partidir. 90’lı yıllardan itibaren gözlemlediğim bir durumdan örnek vererek konuyu özetleyeyim.

1992 yılında parti içerisindeki oluşan muhalefetin öncüsü Deniz Baykal ayrılarak kapalı olan CHP’yi yeniden hayata geçirdiler, ardından o dönemde yaşanan Sivas katliamı ve faili meçhul cinayetlerin yoğunlaştığı bir ortamda Erdal İnönü siyasetten çekilme kararı aldı.

1993 yılında Sayın Murat Karayalçın genel başkan oldu, o dönem değişim çağrıları yapan sayın İsmail Cem DSP ‘ye geçti.

Biz bu kongre takvimi ile cebelleşirken parti içi kavgalar, yaklaşan 1994 yerel seçimlerini unutur hale gelmiştik. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere çokça ilimizi sadece parti içi kavgamıza kurban ettiğimizi hatırlatmak istiyorum.

1994 yılında sayın Erdoğan ve sayın Gökçek kendi çabalarıyla değil, bizim iç kavgalarımızın sonucunda, Aynı ideolojiye sahip bu üç siyasi partinin adaylarının çekişmeleri sonucu ne yazık ki İstanbul‘u, Ankara‘yı ve birçok ili bugünkü siyasi iktidara teslim eder hale geldik.

Kısacası değişim üzerine kitap yazmış olan İsmail Cem DSP ‘ye, Ertuğrul Günay AKP‘ye geçti.

Günün sonunda değişim çağrıları, değişim talepleri hep vardı ve hep olacaktır. Ancak değişim rüzgarları estirip, didişim sürecini yaşamak ve ardından ayrışım noktasına geldiğini görmek çok üzücü.

  • Kadıköy Belediye Başkan Yardımcılığı ve İstanbul il başkanlığı yaptınız, İstanbul’u iyi bilen bir siyasetçisiniz. İstanbul, eskiden Anadolu’dan göç alırdı şimdi de Ortadoğu ve Asya’dan göç alıyor, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstisnasız en az haftanın 4 günü sahada sokaktayım, İstanbul’u köşe bucak gezen, özellikle esnafın nabzını tutan bir siyasetçiyim. Seçim öncesi ziyaret ettiğim yerleri seçimden sonra tekrar ziyaret ettim. Vatandaşlarımız bana ‘vekilim’ diye hitap etmezler, daha çok ‘Gürsel abi’ ya da ‘başkanım’ derler, bu da insanlarımızın samimice kendilerini ifade etme olanağı sağlamış oluyor.

UCUZ ET KUYRUKLARI BİTTİ, SIRA DANA KUYRUĞUNDA!

Siyasete başladığım günden bugüne hep dokunarak siyaset yapma yolunu seçtim. Şimdi ben size bir soru sorayım, biraz önce de belirttim seçim öncesinde ziyaret ettiğim semt pazarlarını, esnafı seçim sonrası da tek tek tekrar ziyaret ettim! Bırakın muhalefeti iktidar partisinden her hangi bir milletvekili veya bakan o esnafın karşısına çıkabilir mi? Seçim öncesinde bol keseden atan, oy isteyen iktidar milletvekilleri, vatandaşın dananın etini değil kuyruğunu kaç paraya aldıklarını biliyorlar mı? Ben söyleyeyim, dana eti zaten erişilir gibi değil!

Dananın kuyruğundan söz ediyorum! Dana kuyruğu! Halk arasında ‘’PÖÇ’’ deniyor, fiyatı da 170 TL kilosu!

Şimdi gelelim sığınmacı sorununa, 7 yıldır bu sorun üzerine çalışmalar yapıyorum ve anlatıyorum, Türkiye’de İstanbul ile ilgili harita çalışmaları yapan tek siyasetçiyim,

İstanbul’un rant haritası, İstanbul’un göç haritası, İstanbul’un sığınmacı Haritası gibi, İstanbul özelinde çokça çalışmamız oldu. Ben İstanbul’da Afrika mahallesi dediğim zaman bazıları da benimle dalga geçmişlerdi, bir şey demiyorum oturdukları koltuktan kalkmayan gazetecilerin, siyasetçilerin lüks ofislerinde oturup beni eleştirmeleri çok normal, onlara elbette inandırıcı gelmez söylediklerim! Çünkü sokağa inecek yüzleri yok! Bir çok defa bir çok gazeteciyi siyasetçiyi davet ettim, gelin ben sezi götüreyim sözünü ettiğim mahallelere, ancak ne yazık ki davetim karşılık bulmadı.

Geçici koruma statüsünde, ikamet izni olan veya kaçak 2 milyonu aşan insan, İstanbul’un 39 ilçesinde yaşıyor. Suriye’nin yanı sıra Afganistan, Pakistan, Irak, Uganda, Nijerya, Kongo, Libya’ya kadar her yerden insan var. Bugün resmi nüfusu 1 milyon olan Esenyurt’ta, 250 bin de yabancı var. Böyle bir nüfus artışını hiçbir ilçenin kaldırması mümkün değil.  Yapılan çalışmalara göre yüzde 97’si kaçak çalışıyor. Hiçbir özlük hakları yok, örgütlü değiller, sigortaları yok, asgari ücretin altında para alıyorlar. Uyuşturucu, fuhuş çeteleri ile terör örgütleri bu insanları kullanmaya çalışıyor. İleride yabancı mafyalarla karşı karşıya kalabiliriz.

Valilik tarafından açıklanan rakamlara göre İstanbul’da 1.3 milyon yabancı var ama Valilik kaçak göçmenleri takip edemiyor. Bu rakama kaçak göçmenler dahil değil. Bakın şehirler insanlar gibidir, nasıl ki bir insanın taşıyabileceği bir yük kapasitesi varsa, şehirlerinde taşıyabileceği bir insan sayısı kapasitesi vardır.

CİDDİ BİR GÜVENLİK SORUNU!

Diyelim ki, Suriye’den gelenler savaştan kaçarak, kadın çoluk çocuk aileleriyle birlikte geldiler, Afganistan’dan gelenlere baktığımızda yaş ortalaması 20 ile 30 yaş arası ve ömründe silahtan başka bir şey kullanmamış genç erkeklerden oluşuyor. Tekrar ediyorum, Bu insanlar kanamalı coğrafyadan geliyorlar! Uçağın kanadına tutunarak ülkesini terk etmeyi göze alacak kadar bozuk bir psikolojiye sahip insanları kontrolsüzce sokağa salamazsınız. Bunun ciddi bir güvenlik sorunu olacağı çok açık bir şekilde ortada.!

Hani çocukluğumuzdan hatırlarız bir şarkı vadı…

‘’Orda uzakta bir köy var, o köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da o köy bizim köyümüzdür’’

Hayır efendim gidip gezmediğiniz, gezip tozmadığınız köy, sizin köyünüz değildir. Benim siyaset yapma anlayışıma aykırıdır, giderim gezerim, yerinde inceleyip araştırırim ve yapılması gerekeni yaparım.

  • Parti tabanında sizi farklı görevlerde görmek isteyen kitleler var. CHP Genel Başkanlığı, İstanbul İl Başkanlığı ve İBB Başkanlığı… Kılıçdaroğlu’nun çekilmesi halinde Genel Başkanlığa aday olabileceğinizi söylediniz. Henüz böyle bir tablo gözükmüyor ancak 2 ay içerisinde İstanbul İl Başkanı, yaklaşık 5-6 ay içerisinde ise İBB Başkan Adayı belirlenecek. Bu iki görevden birine talip misiniz? Hangisine talip olacaksınız?

17 yaşından itibaren CHP’nin okulunda yetişmiş bir nefer olarak şunu söylemek istiyorum, CHP’de belediye meclis üyeliği, belediye başkan yardımcılığı, il başkanlığı, milletvekilliği, genel sekreterlik ve genel başkan yardımcılığı gibi birçok departmanda görev aldım, bu saydığım bütün görevlerde bulunmaktan onur duydum ve asla ofis siyasetçisi olmadım, gelinen bu noktada siyasi ve sosyolojik bilgi birikimimi, milletimiz için, partimiz için her türlü göreve elbette hazırım.

Partimde ilk aldığım görev müşahitlik oldu halen daha da ben partimin müşahidiyim. Evet son zamanlarda basında çıkan haberlerde İstanbul il başkanlığında da, İstanbul belediye başkanlığı adaylığı konusunda da çeşitli gazeteler de televizyonlardaki açık oturumlarda da, özellikle İstanbul il başkanlığı konusunda sık sık adım geçiyor, partim bana bu görevi verirse seve canla başla yerine getiririm.

Genel başkanlık konusuna gelince, Sayın genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile yol yürümüş yoldaşlık etmişiz. Özellikle kemal beyin 2009 yerel seçimlerinde İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı adaylığı sürecinde yürüttüğümüz çalışma bugün hala hafızalardadır, 2 yıl önce de bana bu soru soruldu, o gün verdiğim yanıt bugün de değişmedi, yarın da değişmeyecektir. Genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu aday olduğu sürece benim adaylık talebim olmayacaktır. Ancak eğer sayın Kılıçdaroğlu aday olmaz ise elbette adayım.

  • İstanbul’daki CHP’li ilçe belediyesi sayısını artırabileceğinizi düşünüyor musunuz?

4’TEN 14’E ÇIKTIYSA, ŞİMDİ NEDEN 24’E ÇIKMASIN!

Bu konuda hiç mütevazı davranmaya gerek olmadığını düşünerek şöyle söyleyeyim, şöyle bir yakın geçmişe baktığımız zaman CHP’nin İstanbul’da sadece 4 ilçe belediyesi varken, benim İstanbul il başkanlığım döneminde 14 belediyeye çıkmıştır ve ondan sonra bir daha ilçe belediyesi sayısında ne yazık ki o sayıya bir daha ulaşamadık.

Sokakta karşılığınız varsa, örgütü tanıyor ve doğru yönetebiliyorsanız, ilçe teşkilatlarıyla iyi diyalog kurup, herkesi hedefe kilitleyecek bir heyecan oluşturabiliyorsanız hepsinden öte partinin kurumsal hafızasına sahipseniz ve öyle makamda oturup makam arabalarıyla caka satarak değil de trafik polisi gibi sokakta görünür olup vatandaşın kolayca ulaşabildiği derdini anlatabildiği bir noktada iseniz, İstanbul’da 39 ilçe var bu durumda değil 14 neden 24 ilçe belediyesi CHP’de değil diye oturup bunu düşünmelisiniz….

  • İstanbul’da sizi sıkça vatandaşların arasında görüyoruz. Esnaf ziyaretleri, pazar gezileri vb… Gittiğiniz bu yerlerde halk size hangi mesajı veriyor? Sizden neyi yapmanızı bekliyor?

Evet, sık sık esnaf ziyaretleri yapıyorum halkın içindeyim, öyle hikayelerle karşılaşıyorum ki, istisnasız hepsi yürek burkucu! Üzücü hem de çok üzücü! Elektrik faturasını ödeyemediği için tuzla bir pazarında evinden eşya getirip satandan tutun, yine tuzla bit pazarında 2.el çarşaf nevresim satın alana kadar çokça yürek burkan hikayeler var.

Halkın birinci önceliği, her gün artan enflasyon! Hemen her gün artan akaryakıt fiyatları hayatın her alanında fiyat artışına sebep oluyor, milletimizin alım gücü diye bir şey kalmadı. Halkın derdi geçim, iktidar partisinin derdi seçim!

Vatandaştan en çok duyduğum soru şu, Nasıl olacak bu yoksulluk? Ne zaman bitecek? Benim de onlara verdiğim tek bir yanıt var; Yolsuzluğun bittiği gün, Yoksulluk da biter!

  • Geçtiğimiz günlerde katıldığınız bir TV Programında ‘milletvekilleri kooperatifi’ tanımıyla devlete müteahhitlik yapan milletvekillerinden, ‘yargıçlar sitesi’ tanımıyla belediyelerden kendisine arsa tahsis eden yargıçlardan ve müfettişlerden, ‘gazeteciler sitesi’ tanımıyla belediyelerden kendisine arsa tahsis eden ve TOKİ’den özel fiyatlarla daire alan gazetecilerden ve devlet imkanlarını kendi lehine kullanan üç bakandan bahsettiniz. Bu bakanlar kimdir? Kaç milletvekili ve gazeteci kamu kurumlarıyla bu gibi işler yapmıştır? İsimlerini açıklayabilir misiniz?

Şimdi size bir şey sormak istiyorum, milletvekilleri kooperatifi ne demek? Yargıçlar sitesi, Gazeteciler sitesi ne demek?

Peki bu sitelerin kurulacağı arazileri kim tahsis ediyor? Belediyeler! Peki o arsayı tahsis eden belediye ile ilgili bir dosya o siteden mülk edinmiş bir hakimin önüne geldiğinde yargının bağımsızlığından tarafsızlığından söz etmeniz mümkün mü?

Gazeteciler sitesi için de aynı şey geçerli, sizin böyle bir siteden mülk edinmeniz halinde o belediyeye ilişkin bir eleştiride bulunabilir misiniz? Yapılan bir yanlışlığı haber yapabilir misiniz? Yapamazsınız! Çünkü artık direkt veya dolaylı bir suç ortaklığınız oluşmuş olur.

Gelelim TOKİ’den özel fiyatlarla daire alan gazetecilere, ben o gün o tv programından TOKİ başkanına çağrı yaptım, çıksın yalanlasın beni, hayır efendim yoktur böyle bir şey desin. Ben kimseye iftira atmıyorum, bu konuda bir şey söylüyorsam kesinlikle bir bildiğim vardır…

Bahsettiğim üç bakan da sır değil, gizli dosya değil, hepimizin gözü önünde cereyan eden olaylar. Mesela kamuoyunda en çok bilinen olaylardan birinden söz edeyim size, bir bakan kendi şirketi üzerinden devlete yüksek rakamlara mal sattı mı? Sattı! Peki yargıya taşındı mı? Bir soruşturma oldu mu? Olmadı! Neden olmadı? Çünkü o biraz önce örneğini verdiğim yargıçlar sitesi gazeteciler sitesinde olduğu gibi bir kokuşmuşluk söz konusu, hırsızlık artık ayıplanmaktan çıkmış, hatta çalan devletten milletten çalıyorsa bu konuda yargılama süreci bile başlatılmayan bir çağda yaşıyoruz ne yazık ki! İşte bizim itirazımız da buna…

Yasama, yürütme, yargı ve 4. Kuvvet medya arasında dönen bir kokuşmuşluk var ne yazık ki her şey normal karşılanır hale gelmiş…

  • Türk siyasetinde önemli bir isimsiniz, 17 yaşından beri siyasetin içindesiniz, başladığınız günden bugüne Türk siyasetini bize kısaca değerlendirir misiniz?

YALAN BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR! SİYASET VE SİYASETÇİ YALAN SARMALINDAN KURTULMADIKÇA, SİYASETTE RAHATLAMA OLMAYACAK!

Bir kere önce söze şöyle başlamak istiyorum, Anadolu topraklarında eski zamanlarda bir söz vardı, birinden söz edilirken ‘’O’nun sözü senettir’’ gibi bir deyim kullanılırdı. Bunun ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz, daha çok ticari işlerde kullanılırdı ama insanın ağzından çıkan beyanı çok önemlidir. Şimdi gelişmiş ülkelere bakalım, mesela bizim unuttuğumuz bu değere Avrupalı dört elle sarılmış, özellikle siyasetçinin beyanı çok önemlidir. Söze Anadolu’dan başladık Avrupa’ya gittik, şimdi tekrar dönelim ülkemize ve siyasi aktörlerimizi bir gözden geçirelim, evet geçmişte Türk siyasetinde sözünün sahibi insanlar vardı ve nezaket kuralları hakimdi.

Peki ya şimdi?

Dün, asla olmaz dediği bir şeyi, bugün hiç öyle bir beyanda bulunmamış gibi asla dediklerine dört elle sarılan siyasetçiler görüyoruz.

Dün kesinlikle böyle olacak dediklerine, bugün bir bakıyorsunuz sanki o söz o siyasetçinin ağzından çıkmamış pişkinliğiyle hiçbir şey olmamış gibi hareket ediyor. Üstelik bütün bunları milletin gözünün içine bakarak yapılıyor, ben siyasette bu kokuşmuşluğa bu pişkinliğe de dikkat çekmek istiyorum. Ne demek yalan beyanda bulunmak? ne demek söylediğine sahip çıkmamak?

Yalan, hayatın hiçbir alanında hoş karşılanmaz, özellikle siyasetçinin yalan söylemesi toplumların yaşamlarını etkilediğinden, bırakın hoş karşılanmasını yargı önünde hesap vermesini gerektiren sonuçlar doğurur.. ( Tabi bu dediğim gelişmiş ülkelerde olur, işte bu yüzden o ülkelerden söz ederken gelişmiş ülkeler diyoruz.) Türk siyaseti önce yalan sarmalından kurtulmalı.

Yalan bütün kötülüklerin anasıdır! Siyaset ve siyasetçi yalan sarmalından kurtulmadıkça, siyasette ne yazık ki rahatlama olmayacak…

– Olası bir yarışta Kemal Kılıçdaroğlu’nu mu destekleyeceksiniz?

Bu soru daha önce de bir çok defa soruldu, cevabım hiç değişmedi, değişmeyecek de! Evet kesinlikle destekleyeceğim. Sebebine gelince, sayın Kılıçdaroğlu ile bir yol arkadaşlığımızın dışında hakkaniyeti, dürüstlüğü ve Türk siyasetine katkıları göz ardı edilemez.

Şöyle ki CHP siyasi hayatı boyunca hep bir itfaiye görevi üstlenmiş, demokrasinin gereği nerede bir yangın oluşmuşsa hemen oraya müdahale etmiştir. Buna İYİ Parti’ye verilen milletvekillerinden tutun, son genel seçimde yaşadığımız bir birine taban tabana zıt görüşte olan 6 siyasi partiyi tamamen gönüllülük esasıyla bir masanın etrafına toplayan girişimine kadar. Bunu sadece seçim sonucuyla değerlendirmek doğru değil, oluşturulan kardeşlik kültürü ve siyasetteki o özlenen nezaket kurallarının yeniden can bulmasını daha çok önemsiyorum. Bu da bize şunu gösteriyor söyleşimizin başında söylediğim bir söz vardı, ‘’CHP BÜTÜN SİYASİ PARTİLERİN BABA OCAĞIDIR’’ işte bu baba ocağının yazılı yada yazısız kuralları çerçevesindeki kültüre sahip olan sayın genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemem için bir çok sebebim var…

  • Gürsel bey, sürekli sokaktasınız halkla iç içesiniz ve en çok vatandaşlarımızın ekonomik sıkıntılardan dert yandığını ifade ediyorsunuz, peki çocuklarımız bu sıkıntıdan nasıl etkileniyor? Ülkemizde çocukların durumu nedir?

Çok güzel bir soru sordunuz, bunun için öncelikle size teşekkür etmek istiyorum, çünkü esas kanayan yaramız budur.

Evet; çocuklar, çocuklarımız! Ne yazık ki en çok da onlar zarar görüyor, çok içler acısı manzaralarla karşılaşıyoruz! Bu konuda yıllardır hem araştırmalar yapıyorum hem de çok sayıda muhtarımızla ve emniyet yetkilileri ile sürekli irtibat halindeyim dilerseniz durumun ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu size rakamlarla ifade etmeye çalışayım ve önce iyiden kötüye doğru bir sıralama yapayım.

2022 yılında 106 bin çocuğumuz ekonomik sebeplerle okuluna kayıt yaptıramadı. 40 bin çocuğumuz ekonomik sebeplerden dolayı eğitim öğretimine ara vermek zorunda kaldı. 166 bin çocuğumuz aile ve sosyal hizmetler bakanlığından yardım alarak ayakta kalma ve eğitimine devam etme mücadelesi veriyor…

Bu tablo kötünün iyisi diyebileceğimiz bir tablo idi, şimdi gelelim kötü tabloya!

En son açıklanan TÜİK verilerine göre; Türkiye’de 2008-2016 yılları arasında kaybolan çocuk sayısı 104 bin 53 olarak açıklanmıştı. En son diyorum çünkü, veri ve istatistik sağlayıcı kurum olan TÜİK, bu görevini nedendir bilinmez 2017 yılından itibaren yerine getirmiyor ve 2019 yılından itibaren de bu verileri paylaştığı paneli komple kapattı! Yani şu an kaç çocuğumuz kayıp? Kaç çocuğumuz uyuşturucu batağında? Ne yazık ki net olarak sayısını bilmiyoruz!

Ancak son açıklanan verileri baz aldığımızda şu an ortalama 150 bin ile 200 bin arasında çocuğumuzun kayıp olabileceğini söyleyebiliriz! Bakın bu çok korkunç bir durum! Örneğin Almanya’nın Asker sayısı 170 bin, Arjantin’in 84 bin iken Avusturalya ’nın 60 bin askeri var. Bu rakamlar bir çok ülkenin asker sayısından daha fazla. Çok sayıda muhtarımızın telefon numarası vardır bende, çoğu zaman ziyaretlerine gidip bilgi alırım bazen de telefonla ya onlar ararlar ya da ben arayarak bilgi alırım, bu konu Türkiye genelini ifade edemeyecek kadar olsa da sadece İstanbul’da yaşanan hikayeleri duymak çok acı verici.

Şeyh Edebali “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” der. Bu sözün arkasında derin bir siyaset felsefesi vardır. Devlet bir çatıdır ve bir düzen olarak vazgeçilmezdir. Fakat tek başına kutsal değildir. Devlet insana hizmet edip adil oldukça iyi bir devlet olur.

  • Efendim son olarak, ‘’Eğer değişim olmazsa parti yerel seçimlerde hezimete uğrayacak.” sözleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Başta İstanbul olmak üzere yerel seçimler CHP için nasıl bir sonuç getirir?

Değişimle ilgili düşüncelerimi ifade ettim, ancak şunu tekrar etmek istiyorum sadece İstanbul’u Ankara’yı İzmir’i muhafaza etmekle kalmayıp Balıkesir, Bursa, Denizli ve Kocaeli’yi de alacağız. Çok iddialı olduğumuz ve önümüzdeki yerel seçimde CHP yönetimine geçecek olan yeni illerimiz var. İstanbul’da ise iktidar partisinin kalesi olarak bilinen bir çok ilçemize sürekli olarak ziyaretlerimi gerçekleştiriyorum mesela size birkaç ilçe adı vereyim Üsküdar, Eyüp, Beyoğlu, Sancaktepe, Çekmeköy, Fatih, Silivri, Çatalca ve Bağcılar gibi ilçelerimizi de kazanacağız! Bunu hem İstanbul sokaklarında gözlemliyorum, hem de Halkın Otobüsü adını verdiğimiz otobüsümüzle Türkiye yollarında 100 bin km yol kat ettik ve gözlemledik. Bahsettiğim il ve ilçelerde çok iddialıyız…

Devamını Oku
Siyaset3 hafta önce

Erdoğan A takımını değiştirecek: AKP’de kritik gün salı!

Yerel3 hafta önce

İEF’te 30 Ağustos coşkusu Mert Demir’le yaşandı

Gündem3 hafta önce

CHP’li Özel: Kentsel dönüşüm için uyarı düdüğü çalacağız

Gündem3 hafta önce

AKP’li Özlem Zengin’den ‘Dilruba’ açıklaması: ‘Üzgünüm’ demesini beklerdim’

Gündem3 hafta önce

AKP’li Ömer Çelik’ten, Özgür Özel’e ‘Dilruba Kayserilioğlu’ tepkisi: ‘Protokolde ağırlanması kabul edilemez’

Siyaset3 hafta önce

CHP’de Tüzük Kurultayı Öncesi ‘Birlik’ ve ‘İktidar’ Vurgusu

Siyaset3 hafta önce

CHP’ye ‘elitist’ diyen Erdoğan, koruma ordusuna 2,4 milyar harcıyor

Siyaset4 hafta önce

‘Züppe’ İfadesi İçin Emsal Karar: Hakaret Sayılmıyor

Gündem4 hafta önce

FETÖ’nün Kilit İsimlerine Yönelik Operasyon: 3 Şüpheli Yakalandı

Gündem4 hafta önce

Ali Yerlikaya: İstanbul’da 2 ayrı organize suç örgütü üyesi 11 şüpheli tutuklandı

Siyaset4 hafta önce

CHP’li Gürer: Ürün hasadından önce önlem alınmalıdır

Sağlık4 hafta önce

İstanbul Havalimanı’nda M Çiçeği Alarmı: 11 Afrika Ülkesi Takip Altında

Ekonomi4 hafta önce

Dolar/TL’de Yeni Bir Eşik Aşıldı: Tarihi Rekor Yenilendi!

Siyaset4 hafta önce

TCDD’de hizmet alımı yoluyla çalışana kadro yok

Kültür-Sanat1 ay önce

Melisa Sözen’den Hedef Gösterilmesine Sert Tepki: “Linç Kültürünün Bir Parçası Olmayın”

Siyaset1 ay önce

Ekrem İmamoğlu: “Kemal Bey ile Sorunum Olabilir mi?”

Sağlık1 ay önce

Son Dakika: Ankara’da Maymun Çiçeği Karantinası İddiaları

Türkiye1 ay önce

Milli Savunma Bakanlığı’ndan Önemli Açıklamalar

Gündem1 ay önce

Narkoçelik-33 Operasyonlarında Büyük Başarı: 1,5 Ton Uyuşturucu Ele Geçirildi

Siyaset1 ay önce

Pazarcı esnafı: İki karpuz satıp bir litre mazot alıyorum

Siyaset2 yıl önce

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan yeni video

Türkiye2 yıl önce

Son Dakika: Yargıtay’dan Canan Kaftancıoğlu kararı

Ekonomi2 yıl önce

Darphane, 2 TL’lik madeni para basmak için hazırlık yapıyor

Siyaset9 ay önce

Rahmi Koç uçağını satışa çıkardı

Gündem2 yıl önce

Konya Teknokent’te Metaverse Buluşması

Gündem2 yıl önce

Bülent Ecevit ve Arayış

Gündem3 yıl önce

Arayış, yandaşların “100 bin TL’lik otel” haberini boşa çıkardı: ‘O paraya oda yok’

Gündem3 yıl önce

“AKP neden, umutsuzluk sonuçtur!”

Gündem3 yıl önce

Akıllara durgunluk veren kaza!

Gündem2 yıl önce

Canan Kaftancıoğlu cezaevine girecek mi?

Magazin3 yıl önce

Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetine ilişkin yeni ayrıntılar

Magazin2 yıl önce

Aynur Aydın'dan 'sevgiliye çıplak fotoğraf' yorumu

Gündem2 yıl önce

İmamoğlu Ne Yapıyor?

Siyaset2 yıl önce

Ümit Özdağ’ı üzecek açıklama CHP’li Gürsel Tekin’den geldi: “CHP tabanında iki isim var”

Magazin3 yıl önce

İlk kurşun masa altından gelmiş! İşte Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetinin nedeni ve detayları

Gündem2 yıl önce

Gülşen’in ev hapsi sona erdi

Eğitim3 yıl önce

ÖĞRETMEN ATAMA SONUÇLARI AÇIKLANDI! 2022 Sözleşmeli öğretmenlik tercih sonuçları sorgulama ve taban puanları

Siyaset7 ay önce

İBB Kent Lokantaları ramazanda açık olacak mı?

Magazin3 yıl önce

Ece Erken ilk ne söyledi?

Eğitim3 yıl önce

Konya’da 30 üniversite öğrencisi zehirlenme şüphesiyle hastanelere kaldırıldı

Popüler