İmamoğlu Ne Yapıyor?

Karadeniz sahilinde bayram buluşmalarıyla Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı tekrar gündeme geldi. İstanbul’da iki kez üst üste adeta “vura vura” kazandığı seçimlerden beri bu konu hiç gündemden düşmedi. Bayram haftasının gündemi de yine İmamoğlu oldu…

Ziyaretler, toplanan kalabalık sayesinde miting havasında geçiyor. Elbette akıllara ilk olarak İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ısınma turlarına çıktığı geliyor. İmamoğlu’nun, 29 Mayıs’ta Davutoğlu’nun ev sahibi olacağı altı lider buluşması öncesi kendi gücünü bir kez daha gösterme gayesine de şaşırmak gerek.

O masada memleketin halini, ahvalini düşünen; kişisel arzulardan ziyade halkın akıbetini önemseyen her lider de Karadeniz görüntülerden eminim mutlu olmuştur. En başta Kemal Kılıçdaroğlu.

Bunca siyasi denklemin arasında bir fotoğraf kafaları karıştırdı. İmamoğlu hata mı yaptı? Yoksa bir oyunu mu bozdu? Mesela Nagehan Alçı orada ne arıyordu? Değil mi? Ben de bu memleketin genç bir yurttaşı olarak “20 yıllık AKP iktidarının yaptıklarına ortak olan” birini o karede görmek istemezdim. Görünce de çok üzüldüm. Sonra uzunca bir süredir diş sıktığımız aklıma geldi, faydanın peşine düştüm. Nagehan’ın orada olmasaydı ne olacaktı? Binbir palavra… Şimdi ne oldu? Nagehan’ın hitap ettiği mahalleye, onun kaleminden, onun dilinden anlatıldı yaşananlar. “Erdoğan gidiyor.” dedi Nagehan onlara. İsmail Saymaz… O da orada. Hangisinin anlatımı daha faydalı olacaktı sizce? Diş sıkacağız, kazanacağız.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için İmamoğlu’nun yanlış bir tercih olmayacağı hatta iki adaylı bir seçimin ilk tur galibi olacağı kanaatinde olmakla beraber; İmamoğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen aday olamayacağı aşikar. Kaldı ki İmamoğlu’nun “Ben meseleye süreç olarak bakıyorum. Bizim partimizde genel başkanlık yarışı yok. Ne haddimize, böyle bir şey olabilir mi?” ve “Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesi elbette ki benim gündemimde yok” çıkışı bunun en net göstergesiydi. Lakin cümlesinin sonuna “… Ama benim gündemimde önümüzdeki seçimde değişim var” diye ekleme yapması altılı masaya ciddi bir gönderme idi.

Evet, tekrar ediyorum. Aday olması halinde Ekrem İmamoğlu, iki adaylı bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur galibidir. Hem de %54-55 bandında. Gerek gezilerde İmamoğlu’na gösterilen teveccüh gerekse yapılan anketler ile sokağın nabzı, İmamoğlu’nun yüksek şansını gözler önüne seriyor.

Burdan Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalı sonucu çıkmamalı. Kaldı ki adaylık konusunda konuşulan ve altılı masanın destekleyeceği hemen her isim, anketlerde AKP adayının önünde görülüyor. Bıktık, usandık. Geleceğimiz için kesin kazananın peşindeyiz. İsmi öne çıkarılan Kemal Kılıçdaroğlu da seçimi kazandıracak en önemli aktörlerden birisidir. Özellikle son zamanlardaki hamleleri ve tutarlı söylemleri Kılıçdaroğlu tercihini güçlendiriyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bazı söylemlerinden İmamoğlu’nun önünü kestiği sonucunu çıkaran bir kesim de var. Aynı kesim Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının, İmamoğlu’nun Doğu Karadeniz ziyaretlerinden rahatsızlık duyduğunu iddia ediyor. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu meselesini bir adaylık tartışmasına indirgediğini iddia etmek sığ bir düşünce olur. Zira ziyaretler ile yaratılan bu pozitif hava Millet İttifakı’nın adayı kim olursa olsun ona yarıyor. Ziyaretlerde İyi Parti yöneticilerinin de katılım sağlaması gözden kaçmamalı. Ayrıca belirtmek gerekir ki Ekrem İmamoğlu’nun bu seyahati tamamen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisi ve onayı dahilinde.

Yani demem odur ki muhalefetin adayı politik olgunluk ve realist bir yaklaşım ile belirlenecek. Bu tartışmaları yakından takip ederken; Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu’nun parlamenter sisteme dönüş ile Başbakan olduğu bir Türkiye’yi kafamda kurmadan edemedim. Görünen o ki İmamoğlu’nun her koşulda sahada olması bu memleketin insanlarına fayda sağlayacak. Kendisinin de dediği gibi “bir yıl sonra her şey çok güzel olacak!”

Biz hazırız; bırakın gelsin!