Siyaset
İttifak değil işbirliği
24 Kasım 2023 10:04
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu akşam Sözcü TV’de Uğur Dündar’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Özel, şunları söyledi:
İKİ PARTİNİN İŞ BİRLİĞİNİN, GÜÇ BİRLİĞİNİN DOĞRU OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM: (Yerel seçimlerde ittifaklar) Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağız. Çünkü ittifak kelimesi çok yoruldu. El birliği ile o kelimeyi yıprattık. İttifak kelimesi çok olumlu çağrışımlar yapmıyor, seçmenin kulağında. Ben iş birliği kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Seçim bölgelerine özel yerelden bizim örgütlerimizin, ittifak yapacağımız partilerin örgütlerinin görüşlerinin de değerlendirildiği özel iş birlikleri yapılabilir. Mümkünse iki parti, ama ihtiyaç oluyorsa belki bazen üçe çıkabilir; genelde iki partinin iş birliğinin, güç birliğinin doğru olacağını düşünüyorum.
YÜZDE 25’LİK CAM TAVANI TUZLA BUZ EDEBİLECEĞİNİ İNANIYORUM: Ben Sayın Meral Akşener’in de İYİ Parti’nin de başka ittifak ortaklarımızın da zaman zaman ittifaklarla ilgili değerlendirmelerini de pek çoğuna katılıyorum. Bunu genel seçim süreci için söylüyorum. Partilerin kendi kimlikleri ile var olmaları ve kendi ulaşabilecekleri üst düzey desteğe kendilerinin ulaşmasını; bir ittifak illa gerekiyorsa seçim yaklaşırken… Seçimin ertesi günü ittifak görüşmelerine başlamak; dört partiyi, altı partiyi bellerinden zincirle birbirlerine bağlayıp hadi şimdi koşuya başlayın demek. Herkes bir başkasına mani oluyor. Ben CHP’nin altı okuyla, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini benimseyen ve tüm toplum kesimlerine ulaşabilen eşitlikçi, adil, sol siyaseti ile bugün yüzde 25’lik cam tavanı tuzla buz edebileceğini inanıyorum. Bunun için benim özgür olmama ihtiyaç var. Benim partimin özgürce siyaset yapmasına, kendi öz değerlerini savunup o değerlerle çelişenlerle gerektiği yerde çatışmasına, cesaretle itiraz etmesine ihtiyacı var. İYİ Parti’nin yaptığı benzer değerlendirmeleri; kırıcı bir üslup yoksa son derece değerli buluyorum.
YEREL SEÇİMLERDE İŞ BİRLİKLERİ YAPMALIYIZ: İş yerel seçim olduğunda hepimizin bir sorumluluğu var. Ben kazanmazsam, sen kazanmazsan, biz kazanmazsak; o kazanacak. O kim? Recep Tayyip Erdoğan. Benim seçmenim, senin seçmenin, sizim seçmenimiz, muhalif seçmen; Erdoğan’ın İstanbul’u sanki böyle bir kent gibi değil de AK Parti’nin bir iştiraki gibi yönetmesini istemeyen seçmen bizim ona kaybettirmemize tahammül edemez. Hiç kimse bize mecbur değil. Ama biz hepimiz; bu ülkenin Atatürk’e bağlı, Cumhuriyet’in kurucu değerleri ile sorunu olmayan ve bu ülke zenginleşsin, özgürleşsin isteyen insanlarına borçluyuz, onlara mecburuz. Biz yerel seçimlerde işbirlikleri yapmalıyız. Bunu bazı seçim bölgesinde İYİ Parti ile başka seçim bölgesinde bir başka partiyle; bazen biz yokken… Ben kazanıyorsam, siyasetin doğası gereği zaten ben ittifak yapmam. Ama bir yerde benim ona ihtiyacım varsa, bir yerde de onların bana ihtiyacı vardır. Bu karşılıklı jestler; iki tarafa da fayda, ülkeye fayda getiriyorsa kaybettirecek formüler üzerinde durmak bize yakışmaz.
MERAL ABLAMLA BERABER PEK ÇOK ZORLUĞU AŞACAĞIMIZA İNANIYORUM: Ben Meral Hanım ile onun deyimiyle, Meral Ablamla beraber pek çok zorluğu aşacağımıza inanıyorum. Onun için de ben ne gerekirse yapacağım. Ben Meral Hanım’ın partisinin hak ve menfaatlerinden fedakârlık yapmasını istemem, kendi partimin hak ve menfaatini de kollamaya beni Kurultay’ım görevlendirdi. Hepimizin kazanacağı, kimsenin üzülmeyeceği en optimum formüller, iş birlikleri üzerinde hareket edebiliriz. Bunun o yüzden benim açımdan hiçbir sıkıntılı gördüğüm süreç değil. Umutla baktığım bir süreç. Olmazsa dünyanın sonu değil. O zaman otururuz kendi değerlendirmelerimizi yaparız. Hepimiz A, B, C planlarımızı yapıyoruz: Yani ittifaka göre, ittifaksız ya da sınırlı ittifaklarla…
Anka