Gündem
TKP MK üyesi Önoğlu öğrencilerin eylemlerini değerlendirdi
07 Kasım 2023 11:00
Zeren Ertaş’ın ölümünün ardından öğrencilerin başlattığı eylemleri değerlendiren TKP MK üyesi Önoğlu hem özelleştirme eleştirisinde bulundu hem de örgütlülüğün bu olaydaki belirleyiciliğini vurguladı.
TKP’nin Sesi’nde bu haftanın konuğu TKP Merkez Komite üyesi Berkay Kemal Önoğlu. Önoğlu, Zeren Ertaş’ın ölümü sonrası yurt geneline yayılan öğrenci eylemlerini ve öğrencilerin sorunlarını anlattı.
Gençliğin mücadelelerine dair değerlendirmelerde bulunan Önoğlu, bugün gençliğin karşı karşıya kaldığı tüm sorunlardan çıkışın ancak örgütlenmeyle mümkün olabileceğini vurguluyor.
Özelleştirmeye dikkat çekti
Önoğlu şunları söyledi:
“Her yıl bu öğrenciler üniversite dönemi açıldığında ‘Bu yıl başımıza bunlar bunlar bunlar gelecek’ diyor zaten. Bunları tahmin edebiliyoruz, bunları görüyoruz, göğüslemek zorunda olduğumuzu biliyoruz, dayanışma içinde olmamız gerektiğini biliyoruz ama bunlar gelmeye devam ediyor ve bir çözüm bulamıyoruz. Bir hafta içerisinde üniversite öğrencileri benzer sebeplerle hayatlarına son verdi. Yani bunun geçmişi de var.
Geliyorum diyor ve geliyor, evet bir sistem sorunu ama bizim barındığımız yerler güvenli değil, yediğimiz yemekler güvenli değil. Yemekhane meselesi de böyle.
Bunun da özelleştirmeyle alakası var. Yalnızca özelleştirme değil bir sürü başka sorun sayarım ama çok temel bir şey olduğu için örnek veriyorum. İhaleye giren şirketler enflasyon karşısında ilk girdikleri fiyattan malları almaya çalışıyorlar. Yani adam kâr etmek zorunda, onu o açıdan sorgulayamazsınız. Sene boyunca her şeye zam geliyor. Sen özel şirkete verdiysen eğer bu adam kâr etmek için ‘ben zehirlerim’ diyor, olmayan gıdaları satmaya kalkıyor, böcekli kurtlu çöpe gidecek şeyleri pazarlamaya çalışıyor. Bir de bunlara rağmen de zam üstüne zam yapılıyor. Böyle bir sistem var şimdi bu bir yerde bardağı taşırmak zorunda ve bardak taştı diyebiliriz.
İlk etapta bakıyorsunuz çok büyük bir öfke var. Belki bir asansör vakası olarak görülüyor ama bu asansör vakasının derinlerinde daha köklü sorunlar olduğu, bunun bir eğitim hakkı, barınma hakkı meselesi olduğunu çok net.
‘Örgütlülük olmasaydı çok öfkeli bir tepkinin ötesine geçemezdi’
Eylemler nasıl bu kadar yayıldı derseniz aslında bu kadar yayılmazdı. Burada öğrencilerin örgütlü davranmasını da gördük. Örgütlü olmasaydı, ikinci gün daha politik bir zeminde ve başka taleplerle bu öğrenciler kent merkezlerine yürüyemeyebilirlerdi. Öğrenciler yalnızlaştırılıyor; sıra arkadaşıyla sohbet etmekten belki geri duruyorlar, sosyalleştiği ortamlar giderek bastırılıyor, üniversiteler eskisi kadar canlı bir topluluk hayatına sahip değil.
Yurtlarda hayati, doğrudan gündelik hayata etki edecek meseleler ve o meselelerde ortaklaşa ve beraber yaşayan insanlardan söz ediyoruz. Dolayısıyla çok hızlı bir biçimde talepler politik hale gelebildi ve yayıldı. Mesela ikinci gün ‘ilk gün biz çıkamadık’ deyip çıkanlar, ikinci gün başkalarının çıktığını görünce ‘ikinci gün devam ediyormuş’ deyip çıkanlar oldu.
Bunun politik zemine taşınması önemli olan çünkü aksi takdirde bu eylemler bir asansör vakası bir arıza üzerine gerçekleşen dramatik bir olaya verilmiş çok öfkeli bir tepkinin ötesine geçemez. Ama bunun arka planında yatan sorunlara derinlemesine bakmak lazım. Bunu bir siyasal zemine taşımak mümkün olduğu sürece öğrenci hareketi uzun yıllara yayılmış üzerindeki ölü toprağını atabilir.”